6 Haziran 2008 Cuma

kazım'dan

"hiç başımızdan eksik olmayan gökyüzüne
günün karanlık saatlerine
arasıra kopsa da fırtınalara
birgün boğulacağımız denizlere
eski günlere, neler olacağını bilemesek de geleceğe
kötülüklerle dolu olsa bile tarihe
tarihin akışını düze çıkarmaya çalışan tüm güzel yüzlü çocuklara
Donkişotlara, ateş hırsızlarına
Ernesto ‘Çe’ Guevara’ya
yollara, yolculuklara
sevgililere, sevişmelere
sadece düşleyebildiklerimiz, olamadıklarımıza
üşürken ısınmalara
herşeyden sıcak annelere babalara ve tadını tüm bunlardan alan şarkılara kendi sıcaklığımızı gönderiyoruz.
kötü şeyler gördük.
savaşlar, katliamlar; ölen, öldürülen çocuklar gördük.
kendi kültürünü, kendi dilini, kendisini kaybeden insanlar, topluluklar gördük.
yanan köyler, kentler, ormanlar, hayvanlar gördük.
yoksul insanlar, ağlayan anneler, babalar, her gün bile bile sokaklarda ölüme koşan tinerci çocuklar gördük.

biz de öldük. ama her şeye rağmen bu yeryüzünde şarkılar söyledik.
teşekkürler dünya."

kazım koyuncu.


ne güzel çocuklar geliyor sofralarımıza. ne güzel türküler söylüyorlar. ne güzel hatırlatıyorlar halen yaşıyor olduğumuzu, ışığa büründüğümüzü, kaybetmediğimizi, halen sokakların bizim, denizlerin bizim olduğunu.. ne güzel çocuklar geliyor sofralarımıza, şehirlerimize, yüreklerimize...

bazen diyecek hiçbir kelimemin kalmamış olduğuna şükrediyorum.

1 yorum:

Adsız dedi ki...

yaşam ışığı olanlardandı; ya da öyle gösterip varlıklara 'bu var' hissettiriyordu.
ışık hep olsun.