12 Nisan 2014 Cumartesi

hemrevan

"hayatın sokakta değil,
sokak aralarında aktığıdır."

evlerin içinde evler kurulur; düzenler, köyler kurulur. inancın bohçası sağlam bağlanmışsa, insanın evi her yer olur. ve ne kadar az kelam, o kadar iyi. işin şiarını bilmek lazım gelir.

noktayken elif, elifken mim oluştan bahis döner. bu bahsin kazananı, kaybedeni yoktur ama akan ve olanı vardır. ikisi de kendi seyyaresinde billur güzellikler yaratır ama cennetin içine bir yeşil cennet, bir ağaç gölgesi gizlenmiştir. her gölge aynı renk değildir. (bu Karagöz kelamıdır.) her rengin gölgesi ayrı renktir. (bu Mansur sırrıdır.) ağaç İnanna'nın üç güzelli ağacının köklerinden yeniden biten Sidret'ül-Muntaha'dır. sır, sırdır. ve ancak gönülden gönüle uyuyanlarındır. (ki o uykuda zaman ve mekan mefhumu elif'ten mim'e ermiş, dört kapı bilece geçilmiş, kırkıncı makama yüz sürülmüştür.)

bilece oluşun güzelliği bir özge can. bir özge can kendini maral gösterir, kendini bir küçük oğlan, bir güzelcik göz gösterir. bir kelamın içine gizlenmiş oluş'ta bitiş yok. o sonsuzluğun ahengi her varlığa ayrı görünür, aynı görünenler birbirini bulur, tam eder ve o yolun sergüzeştîleri bir bakmışsın adem seyranından alemin yedinci seyyaresinde parendeler atmada..

evin içinde evler konuşulur ama marifet makamında odalar yok, duvarlar yok. arş ile kürs'ün ayrıldığı yerde, yerde olanın göğe yükseldiği anda artık herkes kendinin peyamâver'i. kendinin haber getireni. göktekilerle yerdekilerin ayırdını ortadan kaldıranı.
"çün, bir'in bir'den başka bir bildiği var."

o vakit, alabildiği kadar, kucağa kır çiçekleri toplamalı. göz, güzel he'nin çocuğudur. o, göğün seyranında El-Kur yıldızından Marduk'un Jupiter'ine, Şi'ra-i Yemaniye'ye kadar görür. göz, görmek içindir. ay, hatırlamak için.

bu hayatın sokakta değil, sokak aralarında aktığıdır. bulunan güzel lice tütünü ve en nihayet demli çaycının demli çayıdır. yağmurda ıslanmanın ve güneşte kurulanmanın; yağmurun tohumlara can suyu verişinin ve güneşin onların güzelliğini bekleyişinin halidir.
halden hale akan sular, halden hale yeşil yollar ve halden hali anlayacak bir güzel yüz vardır.

bu zıll-i hayaldir, perdelerin kalktığı, artık vakvak ağacının altında gölgeye yatıldığıdır.
güzellik, bir nazende kelamıdır.
hayy, hakk!


2 yorum:

sabian dedi ki...

harika yazmışsın

sabian dedi ki...

Harika