11 Ekim 2008 Cumartesi

rast makamı

şu dağlar karlı dağlar gule
etrafı kabak bağlar
kırık köprü altında gule
murat'ın suyu çağlar

gule, uyan, sabahtır gule
yüreğimiz yanıktır

şu dağlar bizim olsa gule
etrafı üzüm olsa
yârin uykusu gelmiş gule
yastığı dizim olsa

gule, uyan, sabahtır gule
yüreğimiz yanıktır


*ezginin günlüğü'yle hakan yılmaz'ın ortak albümünden dinleyin bu türküyü. dinlerken beni hatırlayın. göçebe olduk ya hani, güzeldir ya hani böylesi, ben işte, yolda, evde, küçük evimde hep dinliyorum bu türküyü, diyorum ki, şu dağların etrafı üzüm olsa da, yapsak bir şarap, dillensek güzelcene, olmaz mı?

ben gidiyorum yarın-gene. bu sefer bir sürü yazıyla dönmek ümidiyle.. zira kelam denen şey, kapıma uğramaz oldu.. lakin gönül bu ara kelebek misali, kanat çırpıp kaos yaratacağı yerleri beklemekte.. mideme inip, gönlümde uçmakta..

hoşça kalın!

giz*

1 yorum:

Adsız dedi ki...

selamet/muhabbet ve hasretle.

eyvallah.