4 Eylül 2008 Perşembe

uyuyakalan

işte ben de, deli gibi koşturduğum sokak festivali'nden sonra öylesine mükemmel bir uyku haline geçmişim ki, kafamı nereye koysam, uyuyakalıyorum. yetmiyor, başım yastığa düşmeden evvel, zihnim çoktan rüyaya başlıyor.
dün misal, eskişehir'deydim. gece dörde doğru indiğim şehirde, üniversite kaydından sonra, saat onikiye doğru, varuna kafe'de -gara yakın olan- uyuyakaldım. öyle bir uykuydu ki, gördüğüm rüyalar yüzünden suretimin şekli değişiyordu, zira pamuk ipliğiyle bağlıydım rüyaya, gözüme ışık giriyordu -rüyalarım bereketleniyordu benim de.
sonra, gara gittik, dayanamayıp. ben de başımı çantama koydum, ayaklarımı uzattım ve garda uyuyakaldım. bankın üstünde. yeşil bankların üstünde. uyumadan evvel anneme, yeşile zaafım var, dedim. yeşile zaafım var ve fena halde uykuluyum. festival biteli dört gün oluyor, ama uykum var, uykum var, uykum var.

sanırım, bünyem iflas ediyor. niye anlattım, bilmiyorum. yakında uyuduğum uyku dolayısıyle beyin hücrelerim ölebilir. bu son yazım bile olabilir. bilmem. bilmem.

neyse, bir konu daha var. yanımdan bir çocuk geçti bugün, elinde önlüğü, boyu bacağım kadar. boyum kısadır. bacağım kadar boyu olan bir çocuk, varın siz muhayyil edin. diyeceğim şudur, bacağım kadar çocukları okula alan zihniyete tüküreyim ben. bırakın oynasınlar yahu...

4 yorum:

Adsız dedi ki...

O zihniyet olur da değişirse biz çoktan toprak olmuş olucaz.

bilge dedi ki...

belki şey olabilir giz.
şu sıralar bir şarkı yankılanıyor hep kulağımda.
diyor ki:yeşili duydu mu uyurdu..

giz* dedi ki...

galiba..
yeşili mi buldum öyleyse.
oysa turuncu, her daim cebimde. yeşil, etrafımda.. ah uykular, güzel uykular.. hepsi bir rüyaya gebe, hepsi bir düşün ardı..

Beter Böcek dedi ki...

O zamanları göremeden gideceğiz sanırım, hayatımız sınavlarla geçti ve geçecek, programlanmış birer varlık gibiyiz.
Uyku hali ise özlediğim bir hal, tadını çıkar valla, biz uykusuzlar ne yapalım:(

Sevgiler.