18 Aralık 2008 Perşembe

düğün gecesi / üzgün kedi gazeli


huuu !

ne güzel geceler.

ve insanız biz Ya Rumi.

ve insanız, ve unutuyoruz Can Rumi.

bak, gecen gelmiş, bak kimseler ses çıkarmıyor; bak sema dönerken güzel yüzlü semazenlerin, çoğu dervişin olamadan, sikkenin anlamını yitiriyor..

ey benim güzelim, ey benim kıymetlim. benim yol göstericim, benim can dilim. düğün gecene hazırlandım günlerdir. günlerdir güzelliği kaybetmiş gibi davranıyor idim ben, ben bütün şairlerin kölesi, ben senin yolunun tozu olayım Rumi, ben senin sayfalarında yitip gideyim, ben seni duymayanlara, seni bildireyim. evvel seni duymayı nasip eyle bana Rumi, evvel seni anlamayı nasip eyle. bana yaşatmadan eyleme, karşıma çıkardığın güzellikleri heder etmeme izin verme, karşısına çıktıklarıma bildir beni, ben bütün şairlerin kölesi giz, “eylemek” için geliyorum onlara, senin kelimelerini eylemek için. bilsinler can Rumi, bilsinler her şeyini.

ben sirkeyle çalsam kapılarını, yolunda şarap olacaklar; ayçiçekleriyle gelsem, çekirdek dökecekler… Rumi, ey benim bütün kilitlerimin anahtarı, ey benim başlangıcım, benim sonum, dua et bana, dua et ki, Şems yolumdan çekilmesin. Şems, seni peşine düşürdüğü gibi düşürsün beni yoluna, ben giderim peşinden asırlarca, ben yürürüm Rumi, yeter ki yemyeşil duan üstümde olsun.

ve insanız biz ya Rumi.
Şeb-i Arus bugün. Bak insanlarımız ölüyor, hem de hiç bilmeden, hiç-bir-şey bilmeden. Rumi anlat onlara ölümü, anlat yarın yaşayamayacak olmamızı, ama “ölüm güzel” de, onlara; ölüm düğün günüm benim, de, ağlamayın arkamdan, de. ama biz buralarda, ölmeden bin kez ölürüz ya hani, ondandır ki her doğuş güzeldir bize, her güneş güzeldir... gene de bazı bazı, biz de ölsek ya senin gibi, biraz daha insanca ölsek, aşk dolu ölsek de çıksak yar katına, olsak yarene düş. olsak toprak, olsak çiçek. belki arı oluruz ya hani, birimizin güzelliğini toplayıp, ötekisinden çiçek yaparız... eninde sonunda varacağız ya hani o yere, güzel varsak hani, güzel bir gece ölsek de, düğün yapsak hani..

ama unutuyoruz işte.
o kadar “insanız” ki, hep güzel geceleri unutuyoruz..

düğünün kutlu olsun Rumi, yeniden, güzelce, şenliklerle kutlu olsun. biz gene bir elimizi Yar’e, ötekisini Yaren’e çeviririz de, adını anarız aşk dolu gecelerde.. düğünün kutlu olsun Rumi, her gecen gündüz, her mekanın cennet olsun...
giz. 18aralık.

bu da "duyan"a şiir:

"gözlerin yağmurdan yeni ayrılmış
gibi çocuk, gibi büyük, gibi sımsıcak

sen bir şehir olmalısın ya da nar
belki granada, belki eylül, belki kırmızı

gövden ruhunun yaz gecesi mi ne
çok idil, çok deniz, çok rüzgar

çocukluğun tutmuş da yine aşık olmuşsun
sanki bana, sanki ah, sanki olur a

aşk bile dolduramaz bazı aşıkların yerini
diye övgü, diye sana, diye haziran

heves uykudaysa ruh çıplak gezer
gazel bundan, keder bundan, sır bundan

gözlerin şehirden yeni ayrılmış
gibi dolu, gibi ürkek, gibi konuşkan

hadi git yeni şehirler yık kalbimize bu aşktan"

haydar ergülen.

Hiç yorum yok: