"Burak'a binip Sidretü'l Muntaha'nın kapısına Muhammed'i teslim eden Cebrail, Düldül'e binen Ali'yi de seyyarenin arazisine, yani tûli-burak yolunun yatay haymesine, yani ki nur'un deverandaki tecellisine bırakır. Peki yedi kat aşağıya, yılanların şahının yanına inen İnanna'ya ne demeli?"
"tecellide tekerrür yoktur"
Şebusteri
kün!
-var etmek, hepimize mahsustur.
siyah duvarlı yerlerde müzik kendi kendine çarpıp yere düşer. yere düşen dışarıda bir gül olarak düştü müydü? düştü müydü? işte o vakitten beridir gül müyüz, bülbül müyüz, belli değil.
bu kirli cazdan ve kirli yazdan bıkkınlık gelir. çabuk, çabuk. çok çabuk bir çocuk daha çerağı uyandırır. uyanan çerağın cinleri boldur, çünkü siyah duvarda kendi kendilerine çarpıp dururlar. durdukça çoğalırlar, çoğaldıkça çarparlar. ne fena masal.
-bu masalın anlatıldığı çocuklar
cazuları sever, ejderhaya biner
hızır paşa'nın olduğu her yerde Pir Sultan olurlar.
-oz!
bu hayal perdesini üstüme çekiyorum. erdemlerinizin cebinizi doldurduğu yerde, adım atacak tek bir çimenlik bırakmadınız.
oysa gevenin bile üstüne basmak lazım gelir.
oysa çimen bile ayak izleriyle büyür.
oysa annenizin kundağı çok mu,
ayna yok mu yaşadığınız memlekette.
-işte o gün anneler de ölür.
anneler de ölse, amentü gemisi hep yürür. amentü gemisi her annenin içinde yürür. bir bilsen, o gemi nerelerde yürür. senin omuriliğinde, benim cehennem yeri kadınlığımda, dünyanın tüm kıtalarında, tüm denizlerinde evrenin, Şahmaranın yedi ayağında, İnanna'nın saçındaki papatyada, ağlamak için üstüne çektiğin yorganda, üşümemek için üstüme çektiğim yorganda, kötü kışlarda, terk edilişlerde, her bir damlanın yüce tekerrüründe, o gemi bilsen nerelerde yürür.
amentü gemisi benim tarlalarımda yürür.
-vallahi yürür, amentü billahi yürür.
bu hayal perdesini üstüme çekeyim, Aliyar okunu ah'a çeksin, sen güzel he'nin göz damlasına çekil, bu teller buselik'e çekilsin. adabımız edebe çekilsin. azbımız lezzete çekilsin. bu dalgakırandan geriye tüm gemiler çekilsin. aman diyene kılıç, yaman diyene hınç çekilsin.
sen yorganını üstüne çek, bu perde benim düsturuma çekilsin.
"O billur da sanki inciye benzer bir yıldız gibidir ki,
Doğuya da, batıya da nisbet edilmeyen mübarek bir ağaçtan
Yani zeytin ağacından çıkan yağdan tutuşturulur."
-Lûbb!
giz.baharvakti.angara.